Son dönemde inşaat maliyetlerindeki yüksek artışlar müteahhitleri zora soktu. Maliyetleri yarı yarıya artan müteahhitler ihracatın artması ve üreticilerin iç piyasaya ürün vermemesi sonucu parasını ödediği ürünü bile alamıyor.
Yaşanan sıkıntıların ardından İzmir Ticaret Odası inşaat komitesi ve Müteahhitler Federasyonu harekete geçti. İnşaat maliyetlerindeki artışlarla ilgili kapsamlı bir rapor hazırlanarak İzmir Ticaret Odası yönetimi aracılığıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne iletildi. TOBB, hazırlanan raporu Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na iletecek.
Hazırlanan raporda Ticaret Bakanlığı’nın inşaat malzemesi üreticilerine ihracat kotası uygulaması ve iç piyasadaki taleplerin karşılanması önerisinde bulunuldu.
2019 RAKAMLARI DİKKATE ALINARAK KOTA UYGULANSIN
Konuyla ilgili yaptıkları çalışmalardan bahseden İzmir Ticaret Odası İnşaat Komitesi Başkanı Barış Öncü, “Demir, beton ve çimentoda yaşanan fiyat artışları ile ilgili bir çalışma yapan İzmir Ticaret Odası ve Müteahhitler Federasyonu hazırladıkları raporu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) ulaştırdı. İzmir Ticaret Odası İnşaat Komitesi ocak ayı toplantımızda şöyle bir öneri getirdik. Sanayi ve Ticaret Bakanlığımız inşaat sektörüne yönelik ürün üreten fabrikaların 2019 yılında iç piyasaya ne kadar ürün arz etmişse 2021 yılında da aynı oranda ürün arz ettikten sonra kalanını ihraç etsin. Bir bakıma ihracata kota uygulansın. İç piyasanın da ayakta durması lazım. Devletten herhangi bir çözüm önerisi göremedik. Devletin bir an önce bu işe müdahale etmesi gerekiyor. Çünkü istihdamın önemli büyük bir kısmını karşılayan bir sektör yok oluyor. Müteahhitler can çekişiyor” ifadelerini kullandı.
BU ZAMLARA NE KADAR DAYANACAĞIZ BİLMİYORUZ
Çimentocuların elindeki ürünü yurt dışına ihraç ettiğini, beton fabrikalarına bile kota ile çimento verdiklerini duyduklarını belirten Öncü, “Haziran 2022’ye kadar ihracat bağlantılarını yapan çimento firmaları ihracat rakamlarının altında bir fiyatla satış yapmak istemedikleri için fiyatlarını artırıyor. İtiraz etmemiz bir şey ifade etmiyor. İşlerimizin devam edebilmesi için zamlı fiyatlardan almak zorunda kalıyoruz. Tüm dünyada cevher ve hurda fiyatlarının artması ile demir fiyatlarının zamlanmasına neden oldu. 1 sene önce 3 bin 500 liraya aldığımız demiri şu anda 5 bin 600 liraya alıyoruz. Ağustos ayında 145 liraya beton alıyordum şu anda 220 liraya çıktı. Betona yüzde 60’tan fazla fiyat geldi. Fiyatlara şubat ayında yine zam geleceğini duyuyoruz. Bu zamlara ne kadar dayanacağız bilmiyoruz” dedi.
PARAMIZLA İSTEDİĞİMİZ ÜRÜNLERİ ALAMIYORUZ
İhracatın artmasından dolayı yaşanan tedarik sıkıntılarına da değinen Öncü şunları dile getirdi, “Bugün demir ve çimento zammını konuşuyoruz ama diğer inşaat malzemelerinde de durum aynı. Tüm malzemelere yüksek oranlarda zam geldi. Artık istediğimiz ürünü parasını ödesek dahi satın alamaz bir duruma geldik. Bir yapı malzemesi mağazasına girelim seçtiğimiz 10 üründen yarısını bulamıyoruz. Eğer piyasada hızlı satılan ürünlerden seçtiysek ödemesini yap biz 3-4 ay sonra üretiriz diyorlar. Farklı ürünler seçtiğimizde biz yurt dışına üretim yaptığımız için bunları üretemiyoruz diyorlar. Paramızla istediğimiz ürünü alamıyoruz. Tamam ihracat yapalım, cari açığımızı kapatalım ama yarın avantajlı kur tersine döndüğünde çalışacak bir iç piyasa bulamayabilirler.
SEKTÖR ÇOK BÜYÜK SIKINTIDA
Satış fiyatlarının artık maliyetleri bile kurtaramayacak bir seviyeye geldiğini dile getiren Öncü son olarak şu sözlere yer verdi, “Tüketici, konut fiyatlarına yapılan zamlar için müteahhitleri suçluyor. 0,64 faizle stokları tüketen müteahhitler hemen zam yaptı diyorlar. Öyle bir şey yok. Müteahhit kan ağlıyor. Bizim satış rakamlarımız maliyetlerimizi kurtaramayacak duruma geldi. Sektör çok büyük sıkıntıda. Sektörün kan kaybetmesi 200 alt sektörü de olumsuz etkileyecek. İnşaat sektöründe milyonlarca kişi istihdam ediliyor. Bu fiyatlar bu şekilde arttığı sürece insanlar en temel ihtiyaçlarından biri olan barınma ihtiyacını bile karşılayamayacak.”