İMO açıklamasında Giresun çevresinde yaşanan afetle ilgili, “İnsanın sosyal alanını etkilediği için meteoroloji kökenli hidrolojik-hidrolik bilgi ve uygulama yoksunluğundan dolayı insan kaynaklı bir afet olarak değerlendirilmelidir” tespitinde bulunurken, açıklamada bilimsel yöntemlerle bu tip olayların daha öncesinden tahmin edilerek yaşam alanlarını etkileyen afetlere dönüşmeden engellemenin mümkün olduğunun altı çizildi.
İMO’nun açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“7269 nolu ‘Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’ gereği Bakanlar Kurulu, Devlet Su İşleri ve yerel idareler tüm bilimsel yöntemleri ele alarak öncesinden bu tip olaylar afete dönmesin diye çalışmak zorundadır. İlgili kanunun ikinci ve üçüncü maddesi, yapılaşma ve imar ilgili bakanlık tarafından hazırlanacak özel yönetmeliklerden söz etmektedir. İlgili idareler ise bunları uygulamak ile yükümlüdür.
“Deprem Yönetmeliğimiz olmasına rağmen yapı stoğu ve yanlış uygulamalar nedeni ile deprem ile afet beklerken, su baskınları ve sel yatakları içerisinde yapılaşma ile ilgili özel bir yönetmelik olmaması bu konuyu Türkiye özelinde başka bir mecraya taşımaktadır. Yine söylenenler kağıt üzerinde kalıp, önlenmesi ve kontrol altına alınması muhtemel olan bir akış onlarca vatandaşımızın canına ve yüzlercesinin malına kastetmiştir.
Yetkililerin AFAD internet sitesinde yer alan (https://www.afad.gov.tr/afadem/sel) öncesinde uygulanması gereken kurallara en azından uyması temennisi ile Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyoruz. Umarız bu uyarı ulaşması gereken yerlere ulaşır ve son vaka olarak hatırlarız.
Ülkemizi böylesi felaketlerle yüz yüze bırakan yanlış kentleşme politikalarına ve derelerin-ormanların doğasını bozan projelere derhal son verilmelidir.”