Dünya Sağlık Örgütü’nün 11 Mart 2020’de corona virüs salgınını Küresel Pandemi olarak ilan etmesi ile birlikte dünya küresel finans piyasalarını da ciddi bir şekilde etkilediğini belirten Keleş, bir çok ülke tarafından sınırlar kapatıldı, seyahat ve sokağa çıkma kısıtlamaları getirildi. Dolayısıyla bir çok sektörde ekonomik faaliyet alanı yavaşladı veya durma noktasına geldi. Bu gelişmeler sonrasında küresel ekonomik büyümeye yönelik projeksiyonlar kayda değer oranda değiştirildi. OECD açıkladığı baz senaryosunda virüs salgınından kaynaklı olarak küresel büyüme tahminini yüzde 2.9’dan yüzde 2.4’e çekmiştir. OECD’nin kötümser senaryosunda küresel ekonomik büyümenin yüzde 1.5’e kadar gerileyebileceği öngörüldüğünü ifade eden Keleş, ülkemizde ise ekonomik büyümenin virüsten kaynaklı olarak 2020’de ne kadar zarar göreceği öncelikle olarak salgının bahar ayları içerisinde kontrol altına alınıp alınmamasına bağlı olacağı ile birlikte bu dönemde alınan ekonomik tedbirlerin etkinliğinin de diğer bir belirleyici unsur olacağını belirtti.
Gayrimenkul sektöründe ise bu süreçte özellikle Mart-Haziran ayları arası kısa süreli talep azalması görülebilir ancak orta ve uzun vade de gayrimenkul yatırımı değerini kaybetmeyeceğini ifade eden Keleş, “Bu dönemde 2. el piyasalarda yer yer oluşabilecek sert düşüşler büyük fırsatlar oluşturacaktır ancak genel anlamda ortalama konut fiyatlarını düşürmeyecektir. 2019 yılında olduğu gibi bu yılda ikinci el konut satışları, ilk el konut satışlarına göre daha hareketli bir pazar haline gelecektir. Ancak son 2 yıldır yeni proje üretilmemesi, konut stokların azalması ve 2020 yılında da teslim edilecek proje sayısındaki azalma ile bu trend tersine dönebilir ve birinci el yeni konut talebi tekrar artış trendine girecektir.” şeklinde açıklamalarını sürdürdü.
Gayrimenkul sektöründe son on yılda konut fiyatlarında artış istikrarlı bir şekilde devam ettiğini belirten Keleş, “Bu dönemi ikiye ayırdığımızda TCMB verilerine göre 2010-2014 arası konut fiyatları %62 artarken aynı süreçte konut fiyatları enflasyondan arındırılmış reel getirisi %38 olarak gerçekleşti. 2015-2019 yılları arası ise konut fiyat endeksi yine %60 oranında yükselirken yıllık ortalama %5 kira ek geliri ile birlikte son iki yıldır yüksek seyreden enflasyona rağmen konut yatırımı reel getirisi %10 olarak gerçekleşti. İnşaat maliyetlerinin artmaya devam etmesi ve stokların azalması ile birlikte önümüzdeki dönemde konut fiyatlarında yükselme devam edecektir.” dedi.
Yabancı müşteri talebi birikiyor
Gayrimenkul sektöründe son yıllarda yükselen yabancı talebinin bu yılda ocak-şubat aylarında artarak devam ederken corono virüsü nedeniyle uçak seferlerinin iptal edilmesi ve sınırlarda gümrük kapılarının kapanması ile birlikte durma noktasına geldiğini belirten Keleş, bu dönemde yabancı müşterilerin ülkemize giriş yapamamaları nedeniyle uzaktan satış sistemleri geliştirildi ancak bu yöntemlerin etkisinin kısıtlı kalması nedeniyle satışlarda beklenen ivmenin gerçekleşmediğini, ancak Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada yatırım için güvenli liman olması ve yükselen döviz kurlarının da etkisiyle biriken yabancı müşteri talebinin salgın sonrası hayatının normale dönmesi ve ulaşımın açılması ile birlikte özellikle yabancıya konut satışında ciddi artışlar görülebileceğini ifade etti.
Keleş, Türkiye’de gayrimenkul sektörüne yatırım yapan yabancıların sayısının hızla artmaya devam edeceğini, bu rakamı daha yukarılara taşıyabilmenin mümkün olduğunu, sektörde yabancıya satılan konut rakamlarının dünya ölçeğinde hak ettiği noktaya ulaşabilmesi için önümüzde daha uzun bir yol olduğunu söyledi. Keleş, yabancıya satıştan sağlanan döviz girdisi ile Türkiye’nin cari açığının kapanmasına sağladığı katkı açısından hükümetin yabancının konut edinimindeki teşvikleri genişletmesi ve yabancıya satışın döviz kazandırıcı hizmetler ticareti kapsamına alınması gerekliliğini vurguladı.