Merkez Bankası (MB), Korona salgının ekonomideki etkilerine karşı daha önce açıkladığı önlemler yetersiz kalınca, parasal genişlemeyi ve piyasalarda likiditeyi bollaştırarak, bankaların ve şirketlerin krediye erişimini güçlendirmeyi öngören yeni kararların da sıkıntılı tabloya çözüm olması zor görünüyor.
Ancak şimdiden imalat sanayiinde ve ihracatta sert daralma belirtileri kendisini göstermeye başladı. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, ihracatta yüzde 17’yi bulan bir düşüş beklendiğini açıklarken, İstanbul Sanayi Odası (İSO) imalat sanayi satın alma yöneticisi endeksi (PMI) mart ayı verileri, salgın nedeniyle alınan önlemler sonrası, üretimin düşüşe geçtiğini ortaya koydu.
PMI endeksinin iki yıl aradan sonra Şubat ayında 52,4 puanla yeniden gördüğü zirvenin ömrü, bir ay bile sürmedi ve sanayi üretiminde gerilemeye işaret eden 48,1 puana indi. Endekste 50’nin altındaki seviyeler daralmaya, üstündekiler ise üretim artışı ve büyümeye işaret ediyor.
Özellikle yeni siparişler alt endeksinin üç ay arka arkaya yükselerek Şubat’ta ulaştığı 53,9 puan seviyesinden Mart’ta 43,4’e gerilemesi, yeni siparişlerin “bıçak gibi kesildiğini, talebin dibe vurduğunu” gösteriyor. Mart’ta gelinen bu nokta, yeni siparişlerin Mayıs 2019’dan bu yana gördüğü en düşük seviye. Dolayısıyla, önümüzdeki aylarda da inişin süreceği, sanayi üretiminin durma noktasına geleceği anlaşılıyor.
Reel kesimdeki tablo böyle iken, döviz cephesindeki gelişmeler ise giderek daha riskli ve belirsiz bir sürece doğru ilerliyor. MB’nin döviz rezervleri son bir haftada 7 milyar dolar erirken, Türk vatandaşlarının döviz mevduat hesaplarındaki bir haftalık düşüş ise 2,5 milyar doları buldu. Yabancıların portföy yatırımlarında yılbaşından bu yana hızlanarak devam eden çıkışlar da 1 milyar doları aşan yeni dalgayla sürdü.
Yılbaşından bu yana yabancı yatırımcıların çıkışları 6 milyar dolara yaklaştı. Sürdürülebilir olmaktan uzak bu tablo karşısında MB ve hazinenin, ekonomi yönetiminin acilen para, faiz, döviz ve maliye politikalarında radikal önlemlere yönelmesi gerekiyor.
MB’nin açıkladığı resmi verilere göre 13 Mart 2020’de 72 milyar 475 milyon dolar tutarında olan rezervler toplamı 20 Mart 2020 haftası itibarıyla 7,4 milyar dolar azalarak 65 milyar 143 milyon dolara geriledi. Aynı dönemde altın rezervleri de bir haftada 3 milyar 385 milyon dolar düştü ve 31 milyar 690 milyon dolardan 28 milyar 305 milyon dolara indi.
Böylece MB’nin Altın+Döviz’den oluşan toplam ulusal rezervleri ise 13 Mart’tan 20 Mart’a, bir haftada 10 milyar 717 milyon dolar eriyerek 104 milyar 165 milyon dolardan 93 milyar 448 milyon dolara geriledi.
Toplam rezervlerin 3 Ocak 2020’de 105 milyar 422 milyon dolar olduğu dikkate alındığında, ulusal rezervlerde 2,5 ayda yaşanan düşüş 11 milyar 974 milyon düzeyine ulaştı.
Diğer yandan bankalardaki toplam döviz mevduatları ve özellikle yurtiçi yerleşikler olarak tasnif edilen gerçek kişilere ait döviz hesaplarında uzun süredir sürekli yükseliş yönündeki eğilim de düşüşe geçti ve döviz mevduatları toplamında 20 Mart haftasında 2,5 milyar dolar azalma yaşandı.
Yani ilk resmi koronavirüs vakasının ve salgından ilk ölümün açıklandığı 10 Mart’tan itibaren, TL karşısında artan döviz kurlarıyla birlikte döviz mevduatlarının da bankalardan çekilerek yastık altına yönelmeye başladığı gözleniyor.
13 Mart’taki 200,8 milyar dolar seviyesinden 2,5 milyar dolarlık düşüşle 198,3 milyar dolara inen döviz mevduatlarındaki bu gerilemenin tamamı bireysel döviz hesaplarındaki çekişlerden kaynaklandı. Diğer deyişle dövizlerini bankada tutan kişiler bir haftada 2,5 milyar dolar çektiler ya da bozdurdular.
Dikkat çeken bir başka nokta, güncel kurdan karşılığı 16,5 milyar TL olan döviz mevduatındaki 2,5 milyar dolarlık azalmaya karşılık, TL mevduatlarının bir haftada sadece 2 milyar TL artması. Üstelik bankalardaki Döviz+TL mevduatları toplamının da 10,5 milyar lira azalması, bozdurulan dövizlerin TL’ye çevrilmediğini, TL hesaplarına da gitmediğini, doğrudan banka sistemi dışına çıkarıldığını gösteriyor.
Dolayısıyla uzunca bir süredir dövize yönelmiş durumdaki bireylerin, döviz mevduatlarını çekmeye, banka sisteminden çıkartmaya başladıkları söylenebilir. Bir yandan MB rezervleri yılbaşından bu yana yaklaşık 12 milyar dolar azalırken, diğer yandan bireylerin bankalardaki dövizlerini çekmeye başlamaları, mevcut ağır ekonomik kriz ortamında Türkiye ekonomisi için tehlikeli bir eğilimin göstergesi.
Ancak gerek yabancı yatırımcıların çıkışında gerekse yerli döviz hesaplarında başlayan çözülmede en önemli etken iktidarın uyguladığı ekonomi politikalarına güvensizlik. TÜİK ve MB tarafından açıklanan ekonomik güven endekslerine de yansıyan bu durum, gelecek 3-12 aya ilişkin olarak öngörülemezlik, karamsarlık ve kötüleşme beklentisinin artması şeklinde kendisini gösteriyor.
İş dünyası, işçi sendikaları da iktidarın açıkladığı önlemlerin sorunlara çözüm olamayacağını öncelikle iş ve gelir garantisi sağlanması, bireylere hane halklarına doğrudan gelir desteği uygulamasının elzem olduğunu vurguluyor.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7 maaşını bağışlayarak başlattığı “Biz bize yeteriz Türkiye’m” kampanyasıyla aksine iktidarın halktan ve kurumlardan para toplamaya girişmesi, bütçede ve hazinede bu sıkıntılı tablodan çıkış için yeterli kaynak olmadığı algısını güçlendirdi.
O yüzden koronavirüs salgını öncesinde başlayan ve hızlanarak süren yabancı sermaye ve yabancı yatırımcı kaçışının, resmi vaka açıklamasından sonra, Türk vatandaşlarına da yansıdığı, iktidara ve ekonomi yönetimine güven sorununa paralel olarak, banka hesaplarından çekişlerin, yastık altına yönelişin hızlandığı anlaşılıyor.
Böylece yabancı portföy yatırımcılarının 13 Mart’ta 25 milyar 350 milyon dolar olan hisse senedi stoku, 20 Mart’ta 21 milyar 555 milyon dolara gerilerken, Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) stoku da, 11 milyar 476 milyon dolardan 9 milyar 852 milyon dolara indi.
Yılbaşından bu yana hızlanarak artan yabancı sermaye kaçışlarına, yerli tasarruf sahiplerinin de eşlik etmeye başlaması ve bankalardan mevduat çekilişlerine yönelmesi para, döviz ve menkul kıymet piyasalarında riskli ve öngörülemez bir sürece girildiğini işaret ediyor.