1- Yerlisiyle yerli olun, evlere girin
Elbette her yere gurme seyahat yapılmaz. Bazı bölgeler sizi sadece tarihi veya kültürel açıdan beslerken, bazıları müthiş bir damak macerasına çıkarır. Bunun yanında (Anadolu’nun bazı yerlerinde olduğu gibi) derin bir yemek kültürü ve onlarca yemek çeşitliliği olmasına rağmen, evler dışında bunları tadacak adres bulmanın zor olduğu yerler de vardır. Bunun için en güzel çözüm, tanıştığınız birinin evine misafir olmanızdır.
2- Özel etkinlikleri takip edin
Eğer seyahat zamanını seçme şansınız varsa mümkün olduğunca yüksek sezonu tercih etmeyin ki, daha iyi servis ve tat alabilesiniz. Ama söz konusu olan özel bir ürün tatmak ya da festivale katılmaksa elbette durum değişir. Örneğin Kuzey İtalya, Alba’daki ‘Beyaz Trüf Festivali’ gibi. Festival zamanı, yılın başka bir döneminde göremeyeceğiniz kadar çok etkinlikle özel tadımlar yanında sadece trüf mantarının satıldığı bir de kapalı pazar kuruluyor. Restoranlarda öne çıkan bol trüflü mönülerden söz etmiyorum bile.
3- Aşırı yemeyin
Gideceğiniz mekânları dengeli olarak günlere yayın. Mesela, akşam programınızda ağır ve okkalı bir yemek varsa öğle yemeğini geçiştirmeye çalışın. Ve öncelikle sağlığınız için yemek odaklı bir seyahati üç günden fazla tutmayın.
4- Yemek turlarına yazılın
Gerekli tüyoları almak için de mümkünse seyahatinizin başında yerel yemek yazarları, şefler ya da yemek blogger’larının yaptığı birkaç saatlik yemek turlarına katılın.
5- Yerel bir pazara gidin
Çok iyi sokak yemeği yiyeceğiniz adresler genellikle pazarlarda veya yakınında olur. Esnaf lokantaları da olmazsa olmazdır. Özellikle klasikleşmiş lokantaların izini sürün. Böyle yerlerde kötü yemek yeme ihtimaliniz yoktur. Çünkü kötü yemek servis eden bir esnaf lokantası zaten birkaç yıldan fazla ayakta kalamaz.
6- Önceden nerede, ne yiyeceğinizi çalışın
Gideceğiniz şehirde mutlaka tadılması gerekenler listesini çıkarın. Bunun için de yerel yemek blog’larının yanında ‘Lonely Planet’, ‘Food Trail’ kitabı elinizin altında bulunsun veya aplikasyonunu indirin. Elbette bütçeniz doğrultusunda, onları tadabileceğiniz en iyi adresleri bulun. Ve tabii yine orada yaşayanlardan yardım alın. Mesela listenizin doğruluğunu bindiğiniz taksi şoförü, kaldığınız otelin çalışanları ya da kiraladığınız evin sahibinden teyit edin.
7- Şef lokantasına uğramadan olmaz
Bütçenizin elverdiği sınırlarda bir ya da birkaç şef lokantasına gidin. Şef restoranları o şehrin gastronomi sahnesine ışık tutan, dinamizmini ölçmenize yardım edecek yerlerdir. Çok ünlü şeflerin restoranları bazen fiyat olarak bütçeyi aşabiliyor ya da aylar öncesinden rezervasyon gerekebiliyor. Aklınızda bulunsun, bu şeflerin çoğunun daha günlük ve rahat mekânları da var. Bazıları öğlen saatlerinde daha uygun fiyatlı mönüler sunabiliyor, araştırın.
8- Yemek rehberi uygulamaları
Wherechefseat: Şeflerin tercih ettiği ve genellikle yerel noktalara dair çok iyi ipuçları veren bir uygulama. Eatwith veya Airbnb.
Experiences: Yemek meraklıları ile yereller arasında bağ kurarak onları aynı sofraya oturtuyor. Üye olmanız gerekiyor.
Tripadvisor: Her zaman bire bir tutmamakla birlikte fikir vermesi açısından kullanılabilir. Özellikle İtalya’da dikkat
edin sahte hesaplarla puanları artırılmış çok mekan var.
Michelin Guide: Sadece yıldızlı restoranlar için değil, rehberin tavsiye ettiği yerel lezzet noktaları için de güvenilir.
9- Suya dikkat!
Asya ve Uzakdoğu’da kapalı şişede satılmayan suları içmeyin.
Buz tüketmeyin. Özellikle sokakta satılan içecekler sıcak havalarda cazip gelebilir ama buzların çoğu çeşme suyundan yapılıyor, unutmayın.
Seyahatleriniz süresince probiyotik kullanın, ishal ve hazım için yanınızda ilaç bulundurun.
Hijyen konusunda emin olmadığınız bir yerdeyseniz ve alternatifiniz yoksa tercihinizi yüksek ateşte pişirilen yemeklerden yana kullanın.