Depremin Hafızalardaki İzleri ve Geleceğe Dair Alınması Gereken Dersler
6 Şubat 2023, Türkiye’nin modern tarihinde en acı iz bırakan doğal afetlerden birinin yaşandığı gün olarak hafızalara kazındı. Binlerce vatandaşımızı kaybettiğimiz, on binlerce binanın yıkıldığı ve milyonlarca insanın hayatının derinden etkilendiği bu deprem, ülkemizin deprem gerçeğiyle bir kez daha yüzleşmesine neden oldu. Depremin yaralarını sarmaya çalışırken, bir yandan da gelecekte benzer acıların yaşanmaması için alınması gereken önlemleri konuşmak zorundayız.
Turyap Onursal Başkanı Azmi Zeki Sarıbay, bu anlamlı günde yaptığı açıklamada, depremin yıkıcı etkilerini azaltmak için kentsel dönüşümün hızlandırılması, yapı stoklarının güçlendirilmesi ve afet yönetimi stratejilerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Ege Denizi ve Yunan adalarında yaşanan deprem fırtınasının da Türkiye için bir uyarı niteliği taşıdığını belirterek, ülke çapında bir seferberlik çağrısında bulundu.
Bu yazıda, Sarıbay’ın görüşleri ışığında deprem gerçeğiyle nasıl başa çıkabileceğimizi, kentsel dönüşümün neden acil bir ihtiyaç olduğunu ve geleceğe dair alınması gereken önlemleri detaylı bir şekilde ele alacağız.
1. Kentsel Dönüşüm: Deprem Gerçeğiyle Yüzleşmenin İlk Adımı
Deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak, kentsel dönüşüm artık bir tercih değil, zorunluluk haline geldi. Azmi Zeki Sarıbay, özellikle büyük şehirlerdeki eski yapı stokunun depreme dayanıklı hale getirilmesi gerektiğini belirtiyor.
- Yapı Denetim Sisteminin Güçlendirilmesi: Yeni inşa edilen binaların deprem yönetmeliğine uygun olması kadar, mevcut binaların da güçlendirilmesi veya yenilenmesi büyük önem taşıyor.
- Finansal Destek Mekanizmaları: Kentsel dönüşüm projelerinin hızlandırılması için devlet desteği ve özel sektör iş birlikleri kritik rol oynuyor.
2. Yapı Stoklarının Güçlendirilmesi: Can Güvenliği İçin Olmazsa Olmaz
Depremde yıkılan binaların büyük bir kısmı, eski ve dayanıksız yapılar olarak dikkat çekti. Sarıbay, bu konuda şu önerilerde bulunuyor:
- Riskli Binaların Tespiti: Öncelikle riskli binaların tespit edilmesi ve acilen güçlendirme çalışmalarının başlatılması gerekiyor.
- Yeni İnşaat Standartları: Deprem yönetmeliğine uygun, modern malzemelerle inşa edilen binalar, gelecekteki afetlerde can kaybını en aza indirecektir.
3. Ulaşım Akslarının Rahatlatılması: Afet Anında Hayat Kurtarır
Deprem gibi afetlerde ulaşım akslarının açık olması, yardım ekiplerinin hızlıca bölgeye ulaşmasını sağlar. Sarıbay, bu konuda şu önerileri sunuyor:
- Alternatif Ulaşım Yolları: Büyük şehirlerde alternatif ulaşım yollarının oluşturulması, afet anında trafiğin kilitlenmesini önleyebilir.
- Afet Yollarının Belirlenmesi: Acil durumlar için önceden belirlenmiş afet yolları, yardım ekiplerinin hızlıca müdahale etmesini kolaylaştıracaktır.
4. Toplanma Alanları ve Barınma Çözümleri: Afet Sonrası Yaşam İçin Planlama
Deprem sonrası insanların nerede barınacağı, nasıl temel ihtiyaçlarını karşılayacağı gibi konular, afet yönetiminin en kritik unsurlarından biridir.
- Toplanma Alanlarının İyileştirilmesi: Mevcut toplanma alanlarının kapasitesinin artırılması ve yeni alanların belirlenmesi gerekiyor.
- Geçici Barınma Çözümleri: Afet sonrası hızlıca devreye girebilecek geçici barınma alanları, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamada hayati öneme sahip.
5. Ege Denizi ve Yunan Adalarındaki Deprem Fırtınası: Türkiye İçin Bir Uyarı
Son dönemde Ege Denizi ve Yunan adalarında yaşanan deprem fırtınası, bölgenin sismik aktivitesinin arttığını gösteriyor. Sarıbay, bu durumun Türkiye için bir uyarı niteliği taşıdığını belirterek, şu çağrıda bulunuyor:
- Deprem Fırtınasına Karşı Hazırlık: Ege Bölgesi’ndeki illerin deprem hazırlıklarını gözden geçirmesi ve acil eylem planlarını güncellemesi gerekiyor.
- Ulusal Seferberlik: Deprem riskine karşı ülke çapında bir seferberlik başlatılmalı ve tüm kurumlar bu sürece dahil edilmelidir.
Geleceğe Dair Tavsiyeler ve Eylem Çağrısı
6 Şubat depreminin yıl dönümünde, yaşadığımız acıların bir daha tekrarlanmaması için harekete geçme zamanı geldi. Azmi Zeki Sarıbay’ın da vurguladığı gibi, kentsel dönüşüm, yapı stoklarının güçlendirilmesi ve afet yönetimi stratejilerinin yenilenmesi, deprem gerçeğiyle başa çıkmanın en etkili yollarıdır.
Ege Denizi’ndeki deprem fırtınası, bize bir kez daha deprem riskinin ne kadar yakın olduğunu hatırlatıyor. Bu nedenle, ülke olarak bir seferberlik ruhuyla hareket etmeli ve geleceğe daha güvenli adımlarla yürümeliyiz.
İlhan ÇAMKARA / Emlak Haber Ajansı