Türkiye’de 73 noktada ormanlar alev aldı. Yangınlar, İzmir, Manisa, Bolu, Aydın, Muğla, Mersin, Karabük ve Uşak’ta yaşandı. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı son açıklamasında Aydın Bozdoğan, İzmir Karşıyaka, Manisa Gördes ve Karabük Ovacık’taki yangınlar haricindeki yangınların kontrol altına alındığı bilgisini verdi. Yumaklı, İzmir Yamanlar ve Urla ile Bolu Göynük’teki yangınların da kontrol altına alındığını söyledi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da yangınlara ilişkin yaptığı açıklamada, “13,5 milyon lira ilk etapta ilgili valiliklerin hesaplarına, AFAD hesaplarına para gönderdik ki buradaki bu çalışmalara, tahliye olan vatandaşlarımıza bir can suyu olsun. Hasar tespitleri kesinleştiği andan itibaren biz son derece hızlı bir şekilde ilgili vatandaşlarımıza aktaracağız” dedi.
“Çıkış nedeni tamamen insanlar”
Orman yangınlarını değerlendiren İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay, “2021 yılında yaşadıklarımızın hemen hemen aynısını yine yaşıyoruz. Büyüklük açısından neyse ki o boyuta ulaşmadı fakat 2021 haricinde son yılların en önemli yangınlarını yaşadığımızı söyleyebilirim. Şimdiye kadar yanan alanlar 15 bin hektarı aştı. Yani 2021 yılı ile kıyaslarsak yüzde 10’u kadar bir alan yanmış görünüyor” dedi.
Esas kritik meselenin toplumda hâlâ bilinçlenme olmadığına vurgu yapan Prof. Tolunay, “İnsanlar ormanlardaki dikkatsiz davranışlarına devam ediyor, yasak olmasına rağmen mangal yapılıyor. Halbuki orman yangınlarının çıkış nedeni tamamen insanlar. Ufacık bir kıvılcımın, binlerce hektarı yakabileceğini unutmamamız gerekiyor” diye konuştu.
Uçak ve helikopter sayımız iki kat arttı
2021 yılına kıyasla olumlu gelişmeler olduğunun da altını çizen Prof. Tolunay, “Uçak ve helikopter sayımız iki katından fazla arttı. 2024 yılı sayılarına göre Orman Genel Müdürlüğü envanterinde 105 helikopter, 26 uçak ve 14 tane de İHA (İnsansız Hava Aracı) var. Ayrıca 2021 yılı yangınları sonrasında orman yangınlarında çalışmak üzere de yaklaşık 5 bin işçi alındı.
Araç-gereç, personel sayımızı artırıyoruz fakat bizim eksik olduğumuz nokta orman yangınlarına müdahale stratejimiz oluyor. Bizim bunu kökten değiştirmemiz lazım. Yangınların söndürülmesi önemli ama yangın sayılarımız her geçen yıl artıyor. Örneğin bu yıl geçen yıla göre 1.5 kat daha fazla yangın çıktı. 30 yıl öncesine göre de 2 kat bir artış yaşandığını söyleyebiliriz” dedi.
“Yangın çıkmaması için uğraşılması gerekiyor””
Yangınlarda ilk müdahaleler 10-15 dakika içinde yapılsa da çok büyük yangınlara dönüştüğünü hatırlatan Tolunay, “Bu nedenle temel stratejimizin ‘yangın çıkmaması için uğraşmak’ olması gerekiyor. Burada da bütün toplumun bilinçlenmesi, Orman Genel Müdürlüğü’nün yangın çıkış nedenlerini iyi analiz etmesi, bunları ortadan kaldırmaya yönelik stratejiler oluşturması, özellikle kritik meteorolojik koşullarda orman yangını çıkmaması için bütün ülkenin kırmızı alarm seviyesinde uyarılması gerek” önerisinde bulundu.
“Afiş asmak yetmez”
Orman yangınlarına neden olan anız yakmalarına ilişkin de uyarıda bulunan Tolunay, “Anız yakmak kanunen yasaktır. Bu noktada bilinçlendirme çalışmalarının olduğunu fakat etkin bilinçlendirmenin yapılmadığını söyleyebiliriz. Köy kahvelerine ‘anız yakmayın’ afişleri ile eğitim verildiği zannediliyor ama bu başarısızlıkla sonuçlanan bir yöntem.
Bunun yerine özellikle kritik meteorolojik koşullar olduğunda (yüksek sıcaklık, şiddetli rüzgâr, düşük nem) cami hoparlörleri veya ilçe belediyelerindeki anons sistemleri üzerinden uyarı yapılabilir. Hatta anızı bırakın dışarda kaynak makinesiyle iş dahi yapılmaması gerektiği konusunda uyarı ve denetlenme yapılmalıdır. Çok daha fazla çaba sarf etmemiz lazım. Çünkü ormanlar yandıktan sonra iş işten geçiyor” diye konuştu.
Vatandaşa düşen görevler neler?
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay vatandaşa ve kamuya düşen görevleri şöyle sıraladı:
Kesinlikle ve kesinlikle yaz aylarında anız yakılmamalı
Ormanda mangal yapılmamalı
Kritik meteorolojik koşullarda açık alanlarda iş makinesiyle dahi çalışılmamalı. Serin saatlerde veya gece çalışılmalı. Çünkü iş makinesi de arızalanabilir. Örneğin bir kepçe taşa vurduğunda kıvılcım çıkartıp, yangın çıkartabilir.
İklim değişikliği ne kadar etkili?
İklim değişikliğinin yangına sebep olmadığını, kuru otların kendi kendine tutuşmayacağını belirten Prof. Dr. Doğanay Tolunay, “Önemli olan nem miktarı. Kuru yaprak ve otlar 220-250 santigrat derecede tutuşur ama sıcaklıkların artması ve yağışların azalması tutuşma sıcaklığını 200 dereceye düşürür. Bu da yangınların kısa sürede büyümesine neden olur” dedi.
“İmar kanunu değişmeli”
Türkiye’de ilk kente sıçrayan orman yangınının 2020 yılında İskenderun’da yaşandığını hatırlatan Prof. Dr. Doğanay Tolunay, “O zamandan beri imar yönetmeliğinin değişmesini, ormanlarla yerleşim alanları arasında tampon şeritler bırakılması gerektiğini söylüyoruz. Bu en az 100- 150 metre olmalı” dedi.